20 Ekim, 2020
09 Mayıs, 2021
11/01/2021
News
to read

Uzmanlar seçimlerini yaptı: BŞL'deki favori üç sayı şutörünüz kim?

MIES (İsviçre) - Basketbol Şampiyonlar Ligi 2020-21 sezonu, birçok açıdan öncekilere göre çok farklı, birkaç şey dışında, bu ligde her zaman olduğu gibi aynı mükemmel üç sayılık atış kalitesini görüyoruz.

Tabii ki de, üç sayı şutörünün ne kadar iyi ve etkili olduğunu ölçmenin çok objektif bir yolu var. Ancak birinin neden favoriniz olduğu, çok farklı bir konu olabilir ve bazen açıklayamayacağınız subjektif kriterlere dayanabilir.


Uzmanlarımıza fikirlerini sunmaları adına sorduk. Bu sezon BŞL'deki üç sayı şutörleri ile ilgili sizin düşüncelerinizi duymak isteriz.

Igor Curkovic, D'Angelo Harrison, Axel Julien ve Sasu Salin'i, Diccon Lloyd-Smeath, Matt Lojeski, Thad McFadden ve Kyle Wiltjer'i, Dimitris Kontos ise Andrew Andrews, Vitor Benite, R.J. Hunter ve Steven Gray'i seçtiler (liste tercihlere göre değil, alfabetik sıraya göre).

D'Angelo Harrison (Happy Casa Brindisi) -- Igor


Happy Casa Brindisi'nin, bu sezon Adrian Banks'ın skor katkısı açısından yerine birini bulması zordu. Ancak bir şekilde daha da iyisini buldular çünkü D'Angelo Harrison çok sayı kaydediyor, ayrıca mesafe tanımayan atışları nedeniyle yarı saha boyunca savunmayı dağıtıyor.

Harrison, oynadığı son iki BŞL maçında üç sayı çizgisinin gerisinden 12/24 isabet kaydetti. Bu nedenle, ilk iki maçtaki 0/7 isabet kaydettiği performansı ile yargılamak yerine, bu performansıyla değerlendirmek daha doğru olur. Harrison Brindisi'ye, BŞL'de maç başı 22 sayı, İtalya liginde ise 19 sayı katkı sağladı. Ayrıca orada dört maçta dörder üçlük kaydetti.

Şut istatistiklerindeki en etkileyici bölüm, bu sezon BŞL'de serbest atış çizgisinden 29/29 isabet kaydetmesi. Hala, en etkileyici bölüm bu çünkü burada şut mesafelerini takip etmedik (henüz). Değerlendirdiğimizde, D'Angelo'nun 9 metre ya da daha fazla mesafeden çekilen şutlardaki isabet oranında ligin lideri olduğunu görmek sürpriz olmaz.

Axel Julien (JDA Dijon) -- Igor


David Holston işaret edildi ve "Ne!? Kendi takımının bile en iyi şutörü değil mi!" Dave Holston'a tüm hayranlarından daha büyük hayranım ve top oyundayken, topu her zaman ona verirdim.

Ancak, aynı zamanda, Julien'i işaret etmesen de zararı o verdi. Julien, iki sezon önce Fransa'da maç başı ortalama 5 denemede %37 isabet ile oynadı, sonra geçen sezon %38 ve bu sezon da %39. Aynı zamanda, BŞL'de 12/27 isabet kaydetti, %44.4, yeterince iyi.

Bunlar sadece sayı, ancak çok kaçırmadığı hissini veriyor. Rakamları bulabilir miyiz bilmiyorum ancak iyice eminim ki, Julien sağ eliyle dripling yapıp kullandığı hiçbir şutu kaçırmadı.

Tamam, kesinlikle yaptı. Ancak ne demek istediğimi anladın, Holston and Alexandre Chassang'i durdurmaya odaklandığında, Julien kimseye belli etmeden 16 sayı, 6 asist, 4 ribaunt, 2 top çalma kaydediyor. Bunlar onun gerçek sezon ortalamaları.

Sasu Salin (Iberostar Tenerife) -- Igor


Şöyle ki: Herkesin, Giorgi Shermadini ve Marcelinho Huertas'ı Iberostar Tenerife'nin en büyük tehditleri olarak değerlendirmesi ve Bruno Fitipaldo'nun onlarla olan mükemmel uyumu nedeniyle, Sasu Salin'in muhtemelen bu sezon Tenerife'nin MVP'si olacağı gerçeği adeta dikkatinden kaçıyor.

Şutları, savunmalar açısından tehlikeli olduğu için, takım arkadaşlarına çalışma esnekliği kazandırıyor. Eğer gözünü ondan ayırırsan, bitersin. Bu sezon BŞL'de 17/32; Liga Endesa'da 17 maçta %45.2, orada son altı maçta 17/31... Kesinlikle alev emojisi gibi.

Bu sezon Galatasaray karşısında 34 sayı kaydetti, bu sayı, 2009 yılından beri, Espoon Honka'da oynarken Lappeenrannan NMKY'ya karşı ulaştığı 35 sayıdan sonra, kaydettiği en yüksek sayıydı. O zaman 17 yaşındaydı...

Matt Lojeski (AEK) -- Diccon


Harika şutörler, bir takımın sahip olabileceği en keskin silahtır. Rakipleri, şut atmak için bir santim boşluk bırakmanın bile sıkıntı olacağını bilseydi, diğer herkes için tüm alanı açarlardı. Ayrıca yaptıkları şey, oyunun hücumda çok basit görünmesini sağlamaktır, ve bunların hepsi tam olarak Matt Lojeski'nin AEK'ya kattıklarıdır.

Herkes, AEK'nın Lojeski için bunu organize edeceğini biliyor. Herkes, kat etme zamanını, ayrılık yaratmak için gücünü kullanacağını, sonra potaya doğru hızlanıp şutun çekilmesine izin vereceğini biliyor. Top elinden çıkar çıkmaz, şutun çemberden içeri gireceğini herkes biliyor. Bu, onu durdurmak için herhangi birinin yapabileceği bir şey olduğu anlamına gelmez.

Yaptığı işte o kadar tecrübelidir ki, her türden müdafaaya karşı bağışık hale gelmiştir. Eğer rakip şut açısını kapatırsa, smaç yapmak için perdelemeyi bulur. Eğer onu kilitlemeye çalışır ve potaya ilerlemesine müsaade etmezlerse, fiziki avantajı sayesinde pota altından basketi bulur.

Zamanlaması onunla mücadele etmeyi gerçekten zorlaştırıyor ve eğer avantajını kaybedersen.. bundan bahsetmeyelim bile.

AEK, Atina'da finale tekrar uzandı ve 8'li Final boyunca Lojeski, AEK'nın ona ihtiyaç duyduğu her an elinden gelenin en iyisini yaptı. Bu yıl, durum sıkıntıya girdiğinde, onun ne yapacağını ve kimsenin onu durduramayacağını biliyorsunuz.

Thad McFadden (Hereda San Pablo Burgos) -- Diccon

 

Basketbol oyuncuları biraz şarkıcıların Apple müzikteki temel playlistleri gibi. Çoğu oyuncunun sıra dışı şarkıları var ancak genellikle, size dolgu demeti veriyorlar. Thad McFadden’ın BŞL özetleri, Sean Paul'un mixleri gibi.

Kobe bir defasında, Steph Curry'nin savunmanın yerleşmesine izin verdiğinde “Çektiğin şutlar, savunmanın çekmeni istediği şutlar olduğunda, aslında o şutlar senin çekmek istediğin ve rahat çektiğin şutlar olur” demişti.


Bu söz mükemmel bir şekilde Thad McFadden'ın San Pablo Burgos için yaptıklarını anlatıyor. Dengesiz, sağa, sola top sürüyor, her mesafede yüzünde el.

Bu McFadden'ın tarzı. Ayrıca topsuz oyunda koşmaktan hiç vazgeçmiyor ve oynarken yüzünde beliren sabit gülümsemeyi de ekleyince, ona karşı oynamak sinir bozucu olmalı.

McFadden hem BŞL şampiyonu oldu hem de 8'li Finalin MVP'si seçildi ancak nedense bizimle bitirmeye uzak gibi hissettiriyor.

Kyle Wiltjer (Türk Telekom) -- Diccon


BŞL'de Kyle Wiltjer gibi şut çekebilen son uzun forvet Dusan Sakota'ydı ve o şampiyonlukla bitirmişti. Wiltjer hangi takımda olursa olsun, o takım otomatik olarak, aynı sebepten zirve tehdidi gözükür.

Topun Wiltjer’in elinden çıkışı yağ gibidir, hızlı ve yukarıdan atar. Ona yaklaşırken el kaldırmak yeterli olmuyor, el kaldırmasanız da olur. Önünde sıkı bir şekilde dursanız da arkaya doğru çekilerek ya da feyk atarak ve şutu havadan atarak sizi yine yanıltabilir. Ona baskı yapmazsanız, onu savunmanızla ısırmazsanız, her türlü atışını yapar.

Tüm bunlara rağmen, Wiltjer'i gerçekten neyin böyle güçlü kıldığını konuşmadık. Zorluk açısından en etkili konumunda.

Türk Telekom onu üç sayı çizgisinin merkezine ya da köşelerine koymayı seviyor çünkü oralardan rakipleri cezalandırıyor. Eğer savunmacı yardıma gelmek için yarım adım atarsa, perde iner, umarız gösteri hoşunuza gitmiştir, iyi geceler.

Andrew Andrews (Darüşşafaka Tekfen) -- Dimitris


Her takım, üç sayı tehdidi olan bir oyun kurucuya sahip olmak ister ancak çikolata bağımlıları bilir, güzel bir şeye çok fazla sahipseniz: oyun kurucunuzun ismi Steph Curry ya da Damian Lillard değilse, şut çekmemesi gereken, takımı yönetmesi gereken yerlerde kolayca şut çeker.

Andrew Andrews bu riski almıyor, bu isteksiz bir şutör olduğundan değil. Darüşşafakalı oyun kurucu, topa sahip oldukları her hücumda, gerçek bir liderin yaptığı gibi, en iyi seçeneği bulmayı biliyor, bu nedenle şut seçeneği neredeyse her zaman oyun gereği ve doğru oluyor.

Üç sayı çizgisinin gerisinden şut çekmeye karar verdiğinde, Andrews'un üst vücut kuvveti ona büyük avantaj sağlıyor, çünkü şutu çekmek için hareketlendiğinde savunma oyuncusuna karşı üstünlük sağlıyor. Bu, savunma oyuncusunu iki eşit kötü seçenek arasında bırakıyor, ya Andrews'a çok fazla alan bırakacak ya da ona faul yapacak.

Vitor Benite (Hereda San Pablo Burgos) -- Dimitris


Şüphe yok ki, Vitor Benite NBA'in 1980'lerdeki üç sayı yarışmaları videolarını seyretmeyi seviyor çünkü Brezilyalı milli oyuncunun şut stilinde modası geçmiş bazı şeyler var. Ancak nostaljiyi sevmeyen biri bile onu takdir ederdi.

Benite şut çektiğinde ayakları çok az yerden ayrılıyor ve muhtemelen en atletik oyuncu olmadığını ilk kendisi itiraf etmiştir. Ancak atletikliğindeki noksanlıkları yerine ustalığa sahip olmuş.

Hiç kimse Benite kadar alan yaratmak için çalışmıyor. Topsuz oyunda çok akıllı oynuyor ve topla da vücudunu iyi kullanarak ve driplingi ile fırsat yaratıyor.

Ancak belki de en büyük meziyeti, tüm bunları takımı için en iyi şut fırsatını bulmak adına yapması, boştaki bir arkadaşına pas vermesi gerektiği anlamına gelse de, sadece şut çekmek için değil. Bu, harika bir şutörde az bulunan bir özellik. ancak bu nedenle yine kimse son BŞL şampiyonunun kaptanı olmadı.

R.J. Hunter (Galatasaray) -- Dimitris


Kusursuz şutörler var ve bir de doğuştan şutörler var. Sadece şutör özellikleri ile ilgili değil ayrıca iyi bir şutun nelerden oluştuğunu yorumlamak gibi başka öncelikleri var, bir hızlı hücumda ne zaman durup 9 metreden şut çekileceği gibi.

RJ Hunter basketbol için, bunun gibi güzel anlar yaratan türde bir oyuncu ve onun zekice dokunuşu, mekanizmasını ya da bir bloktan çıkarken sık sık dengesini bozduğu gerçeğini neredeyse önemsiz hale getiriyor.

Rakipler her zaman eski Celticli oyuncu karşısında her an bir şey yapabilir diye temkinli oldular. Bu nedenle parkedeki varlığı her zaman savunmalar karşısında etkili oldu.

Play-Offlarda da Hunter'ın şutlarının keyfini çıkartmak eğlenceli olurdu ama Galatasaray normal sezon sonunda turnuvaya veda edecek. Bu nedenle, gelecek sezon da, Hunter'ın ligde yer almasını umuyoruz.

Steven Gray (Peristeri) -- Dimitris


Bundan sonra Peristeri ile ne olursa olsun, Steven Gray için her zaman Vilnius olacak. Kariyerinde bir daha BŞL maçı oynamasa bile, 31 yaşındaki Amerikalı gard her zaman, 27 Ekim 2020'de bir BŞL maçında 13 üç sayılık atış denemesinin 10'unda isabet kaydeden oyuncu olarak hatırlanacak.

Gray, soğukkanlılığı nedeniyle asla kendi başarısı ile övünmezdi ancak gerçek şu ki, başarısını tekrarlamak çok zor, BŞL'nin beş yıllık tarihinde bir maçta 10 üç sayılık basket kaydeden tek oyuncu Jimmy Baron'du. O da bu başarıya 15 üç sayılık deneme ile ulaştı.

Gray'in şut stili, üst düzey üç sayı şutörü gibi durmuyor ve belki de atış sırasında topu elden çıkarışı beklenilen incelikte değil, ancak atışının görkemi, başka bir alanda tercih ettiği silah olması gerçeğinde yatıyor.

Bu nedenle, birçok oyuncu savunmanın kendilerine verdiği şeyleri aldıklarını söylemekten hoşlanırken Gray, insanın zekasının tasarladığı her şekilde basket atmak için becerileri, yetenekleri ve fiziksel özellikleriyle bu kategoride seçkin birkaç kişi arasında yer alıyor. Üç sayı çizgisinin gerisinden şut çekmeye karar verdiğinde, bu durumun o anda takımın alabileceği en iyi karar olduğunu biliyorsunuz.