BILBAO (İspanya) - İstatistik tablosunun maç hikayesinin kısa ve öz bir hikayesini yansıtması nadir rastlanan bir durumdur ve tabii ki her zaman o tabloya yansımayan ekstra bir nüans söz konusudur çünkü basketbol böyle bir oyun. Ama MHP Riesen Ludwigsburg ve BAXI Manresa takımlarının oyun tarzlarını biliyorsanız, bir takımın Luwigsburg’dan daha çok ribaund almasının çok sık yaşanan bir durum olmadığını, daha fazla hücum ribaundu almasının ise neredeyse hiç olmadığını biliyorsunuzdur. Az buz bir farkla da yaşanmadı üstelik bu. Manresa’nın 55 ribaund aldığı maçta Ludwigsburg 42 ribaund aldı. Pedro Martinez’in ekibi bu ribaundlar üstünden 17 ikinci şans sayısı buldu. Ribaund, çaba temelli istatistiklerin en önemlisi sayılabilir çünkü ribaund almak enerji ve istekle çok alakalı. Tüm sezon boyunca Ludwigsburg’a bu istatistikte üstünlük kuran tek takımın Manresa olması bize çok şey anlatır.

Maçtan önce yazılıp çizilen her şeyde iki takımın oyun stillerinin ne kadar birbirine benzediği konuşuluyordu. Daha başlangıç düdüğünden itibaren her iki takım da bir aynaya karşı oynadıklarını düşünmüş olabilir ve bunun için onları suçlamak pek mümkün değil.

Birbiriyle uyumlu şekilde hareket ettikleri tek yer başlangıç da değildi. Eğer bir yerlerde A takım seviyesindeki en yüksek tam saha baskı pozisyonu için tutulan rekor varsa bu rekorun, her iki takımın da tüm sahayı savunmaya çalıştığı dün akşam kırıldığına eminim.

Manresa ve Pedro Martinez ne kadar istekli olduklarını göstererek başladılar maça. Topu oyuna sokarken çizgiye yakın yaptıkları perdeleme bu sezon çok gördüğümüz, hatta belki de hiç görmediğimiz bir oyun oldu ve Ludwigsburg’u tamamen savunmasız yakaladı. Bir takım bu perde oyununun üstüne pick-and-roll'e dikey bir çizgiyle cut yaptığında amaç perdelemeyi yapan oyuncunun savunmacısını aksiyonun olduğu bölgeden uzaklaştırıp, içeri devrilen oyuncuya pas kanalı için alan açabilmek. Bu pozisyondaki üst üste iki perdelemeyle giriş Ludwgisburg’un perdeleri biraz geç savunmasına sebep oldu ve normalden daha da fazla alana yayıldılar.

İlk çeyreğin sonlarında Manresa aynı dip çizgideki perdelemeden pick-and-rolle geçiş oyununu tekrar kullandı. Bu kez Ludwigsburg zamanında savunmaları gerektiğinin daha çok farkındaydı. Bu da Sima’nın akışı okumasına ve savunmanın arkasından cut yapmaya çalışan oyuncunun olduğu yere doğru koşmasına imkan sağladı. Hem John Patrick hem Justin Simon Manresa’nın arka kapı olarak adlandırılan alanda ne kadar atletik olduğundan ve bunun onlar için ne kadar zorlayıcı olduğundan bahsetti. Bu tip oyunlar tam olarak bizim bahsettikleri şeyler.

Aynı ayak çabukluğu Manresa’nın Ludwigsburg’un baskısını geçmek için kullandığı planın da bir parçasıydı. Sima’nın top çemberden geçer geçmez ne kadar hızlı bir şekilde koştuğuna bakın. Wobo yetişip blok yapabilmek için elinden gelen her şeyi denedi ancak bloklamak için yetişememiş olmasının temel nedeni eşleşmeler.

Savunma tarafında bir ayna görselinden söz etmek mümkün. Üst üste iki pozisyonda her iki takımın da yıldız oyun kurucuları için neredeyse birbirinin aynısı iki kural gördük. Bu videoda Manresa’nın topu elinde bulunduran oyuncuyu acele ettirmek için nasıl tam saha baskı uyguladığını, hemen ardından Radebaugh’yu soluna ve pick-and-rollden uzağa zorladığını görebilirsiniz. Raebaugh topu elinden çıkarmaya mecbur kalıyor ve her ne kadar Justin Simon avantajı elde edebiliyor olsa da Manresa, Radebaugh dışında bir oyuncunun hücumda pozisyon yaratmasına hazırlıklı şekilde bekliyor. Ancak Simon’un 18 sayı ve 5 ribaund ile oynadığını düşünürsek bu neredeyse onlara çok pahalıya mal oluyordu.

Bir sonraki oyunda ise aynı tarifenin bu kez Joe Thomasson’a uygulandığını görüyoruz. Tam saha baskı, pick-and-rollden uzağa ve soluna zorlanması. Thomasson şutu kullanarak pozisyonu tamamlıyor ancak Woodard onu oldukça zorluyor. Eğer Thommasson şut atacaksa, Ludwigsburg’un onun atmasını istediği şutlar bunlardı.

Thomasson ve Radebaugh gibi oyuncuları uzun süre sessiz tutmak zordur. Savunmanın yöntemlerini hızlıca anlayıp kendilerine başka yollar bulurlar. Thomasson’un durumunda bu hiç de uzun sürmedi. Jumper atışı yerine koşan oyuncuya yaptığı ekstra atışı kullanmak için yaptığı ufak ayarlamalar Thomasson’u savunmayı bu kadar zor yapan şeylerden biri.

Maç öncesinde Dani Perez’in sağlığıyla alakalı ciddi sorular soruluyordu. Özellikle de önceki ACB maçında Tenerife’ye karşı oynadıkları maçı kaçırdığı düşünüldüğünde. İlk yarının sonuna gelindiğinde artık herkes Manresa’nın orkestra şefinin sağlığının yerinde olduğunun farkındaydı. Ya da sağlığı yerinde değilse bile bunu hiç belli etmiyordu.

Manrea’nın hücum etme şekli çoğunlukla sahayı çok hızlı koşma ve hızla hücuma başlamalarına dayalı. Daha spesifik olmak gerekirse “Drag” hücumlarına bağlı. Perez ise açıları manipüle ederek pas verme becerisi sebebiyle bu makinenin en önemli parçası.

“Kimliğimizi kaybettik. Manresa sahada çok rahat hareket etti ve biz sezon boyunca gösterdiğimiz dayanıklılığı sergileyemedik.” dedi Justin Simon maç sonu basın toplantısında. Perez’in tempoyu böyle zorlaması ve aşağıdaki iki klipteki pozisyonları yaratabilmiş olması Simon’un bahsettiği şeyin örnekleri.

Justin Simon’un basın toplantısında söylediği şey aslında ikinci yarıyla ilgiliydi daha çok çünkü ilk iki çeyrek eşitlikle sonuçlandı hatta zaman zaman Ludwigsburg öndeydi. Ancak ön alandaki eşleşme mücadelerindeki uyarı işaretleri ve Manresa’nın hücumda daha yaratıcı olması ilk yarıda da rahatlıkla görülebiliyordu.

Manresa’nın ön alanından bahsetmişken, bunu söylemek biraz tuhaf olabilir ama Chima Moneke ilk yarıda sessizdi diyebiliriz. Çembere yaptığı hızlı ataklar dikkat çekse de ondan beklediğimziz duygusal liderlik ikinci yarıda ribaund için verdiği mücadele ile geldi. Aşağıdaki videoda seken topu tamamladığı pozisyon ve ardından sergilediği sevinç tüm sezon ortaya koyduğu harika performansın bir örneğiydi ve Manresa taraftarı da bunu hissetmeye çok hazırdı.

Aslına bakarsanız bu klip saha içindeki herhangi bir taktikten daha çok tutkulu bir taraftar grubunu avantajınıza nasıl çevireceğinizle alakalıydı. Ama ikinci yarıdaki en önemli fark gerçekten buydu ve bu takımın tüm sene boyunca istikrarla başvurduğu en önemli taktikti. Evet ön alanlarındaki atletizm ve kadro derinliği çok fazlaydı ve kesinlikle bu derinlik üçüncü ve dördüncü çeyrekte çok enerjik oyunlar oynamalarını sağladı. Ancak bu Manresa takımının enerjisi aynı zamanda duygularıyla hareket edebilme becerilerinden de geliyor. Bazı takımlar için, özellikle de genç oyuncuların bulunduğu bazı takımlar için, bu bir zayıflık olarak görülebilir. Ancak bu takım bilinçli duygusal bir takım. Bir galibiyet ardından gördüğünüz bir fotoğrafta artık düşüşe geçme zamanlarının geldiğini düşünürsünüz ve sonra bir sonraki gün onları otelde sanki dün hiçbir şey olmamış gibi rahat davranırken görebilirsiniz.

Sıradaki rakipleri çok yakından tanıdıkları ve Bilbao’ya gelmeden önce ACB’de karşılaşıp yenildikleri Tenerife. O maçın her iki takım için de pek bir şey ifade ettiği söylenemez. Toparlanma süreci çok önemli olacak. Eğer Tenerife daha iyi dinlenebilir ve maça daha dinlenmiş çıkarsa rakiplerine kendi oyunlarını kabul ettirebilirler ve eğer bunu yaparlarsa onlarla başa çıkabilecek çok fazla takım olmaz. Eğer Manresa daha iyi dinlenebilir ve kendi temposunu rakibe kabul ettirirse o seviyede bir atletizm ve tempo açıkça Manresa dışında hiçbir takıma uymaz.