05 Ekim, 2021
15 Mayıs, 2022
13/11/2021
Long Read
to read

Devamlılık – SIG Strasbourg’a yakından bir bakış

STRASBOURG (Fransa) - SIG Strasbourg'un Basketbol Şampiyonlar Ligi'nde bu sezonu dönüm noktalarından oluşuyor. Geçtiğimiz sezon Final 8’e kalarak herkesi şaşırtan takım bu takım. Hatta Lenovo Tenerife’yi yarı finalde eleyerek daha da büyük şok yaratan takım. Çekirdek kadronun birçoğuyla yola devam eden ekip için bu sezonun başlangıcında hedef bu şok etkisini bir geleneğe dönüştürmekti. DeAndre Lansdowne içinse hedef bu sefer daha da ileriye gidebilmekti.

Takım sezona üst üste iki galibiyet ile başladığında her şey plana göre kusursuz bir şekilde gidiyormuş gibi görünüyordu. Zamanı bugüne sarıp Tofaş Bursa’ya kaybedilen üst üste iki maç ise Lassi Tuovi ve SIG Strasbourg’u F grubunda zorlu bir duruma soktu. Son 16’ya ulaşabilmek için hala iyi bir pozisyonda olsalar da son 16’ya ulaşabilmek için ikinci ve üçüncülerin oynayacağı eleme turuna kalacaklar gibi görünüyor. Ve hatta bu eleme turuna ulaşabilmek için son iki maçlarının ikisini de kazanmaları gerekebilir.

Eğer yanınızdaki kişiden daha çok çalışırsanız mutlaka iyi bir şeyler olur.

 

Tabii ki her şeyde olduğu gibi bağlam çok önemli. Final Four'a ulaşmak kulübün BCL’deki en büyük başarısıydı ve bunu Vincent Collet döneminin ardından yeniden yapılanmaya girdikleri ilk senede başardılar. Her ne yaşanmış olursa olsun Collet kulüp tarihinin en başarılı koçu ve takımdan ayrılırken bile Collet’nin mirası, yardımcısı Lassi Tuovi’nin başa geçmesiyle takımdaki yerini korudu. Genç Finlandiyalı takımın başına geçer geçmez beraberinde takıma yeni bir hava ve itici bir güç getirdi. Hatta sadece kulübe değil Avrupa basketbolunda koçluk sahnesine de taşıdı bunları. Kendi yaptığı şeyde uzmanlaşmış olsa da gelişmesine katkı sağlayan akıl hocasının hakkını vermeden geçmiyor hiçbir zaman: “İlişkimiz, bana davranışları ve benimle paylaştıkları benim için çok özeldi. Kim sorarsa sorsun hep bunu söyleyeceğim.”

Bütün büyük akıl hocalarında olduğu gibi onların ilişkisi de kulüp sınırlarının dışına taştı: “2017 Avrupa Basketbol Şampiyonası'nın açılış maçında birbirimize karşı oynadığımzıda bile birbirimizden hiçbir şey saklamadık. Öncesinde birbirimizle bir şeyler paylaştık. Hangi pozisyonların nasıl savunulacağını, belli başlı durumlarda ne yapılabileceğini konuştuk. Her zaman çok dürüst ve her zaman birbirimizden öğrenme fırsatımız olan bir ilişkiydi” diyor Tuovi, Collet’e ve Fransa milli takımına karşı Finlandiya milli takımı yardımcı antrenörü olarak çıktığı maçtan bahsederken. Orada da bir başka ilham kaynağı olan isimle birlikte çalışıyordu, Henrik Dettmann. İronik bir şekilde Tuovi’yi Strasbourg’a getiren ve Collet ile kalıp ondan öğrenmesini tavsiye eden kişi Dettmann’dı. Şöyle hatırlıyor o dönemi Tuovi: “Koç Dettmann, Strasbourg’da kalmam için beni teşvik eden kişiydi. Hatta neredeyse bana ayrılma seçeneği sunmadı bile. ‘Burada yakalayabileceğin tüm imkanları yakalamalı ve öğrenebileceğin her fırsatta öğrenmelisin’ dedi.”

Vincent Collet ve Lassi Tuovi molada.

Rakip takım koçlarının, birbirleriyle karşılaşacakları maçın öncesinde, birbirlerini nasıl savunacağını konuştuklarını düşünmek birçoğumuza tuhaf gelse de bu dürüst, kendi kendini analiz etme kültürü Tuovi’nin Collet döneminden alıp kendi felsefesine dahil ettiği önemli bir fikir. Hatta ona göre tüm oyun planlarından veya taktik şemalarından daha önemli: “Sistemler veya taktikler değil. Felsefenizi nasıl inşa ettiğiniz önemli. Koç Collet’den öğrendiğim en ilgi çekici ve muhtemelen hep sistemimde tutacağım şey kendi savunmamı analiz edip, eğer rakip olsaydım kendi savunmama karşı nasıl oynardım bunu düşünmek.” Tabii ki birçok takım kendi performanslarını analiz eder ama Tuovi’nin burada anlatmaya çalıştığı şey oyuncularına kendi sistemlerine karşı en iyi nasıl oynayacaklarını ve buna nasıl uyum sağlayacaklarını öğretmek: “Herhangi bir rakibe karşı çıkacağımız maçtan önce, maçı oynarız ama “Ya bunu yapacak kadar zekilerse? Nasıl ayak uydururuz?” bakış açısıyla oynarız. Böylece aynı anda hem kendimizi eğitmiş hem de kendi IQ'muza karşı mücadele etmiş oluruz.”

Tuovi felsefesini inşa etmesi için Collet ile geçirdiği vaktin çok kıymetli olduğundan bahsediyor olsa da koçların bu seviyeye kariyerlerinin bu kadar erken dönemlerinde ulaşmadığı çok açık. O yüzden Finlandiyalı koçta, akıl hocalarının dikkatini çeken özel bir şey olmalı. Daha en başından beri analiz yeteneğinin çok yüksek olduğu açıkça ortada. Koçluk yapmak, 17 yaşındaki Lassi Tuovi için ilk görüşte aşk hikayesiymiş: “Lappeenranta’da oynarken çok yetenekli bir oyuncu olmadığımı anlayacak kadar zekiydim. Ama işin koçluk tarafına, öğretmenlik tarafına gerçekten aşık olmuştum.  Bu taraf için yeteneğim olduğunu hızla fark ettim. Oyunun taktiksel tarafını çok hızlı bir şekilde anlayabildiğimi keşfettim.”  Bugün sahada gördüğümüz Strasbourg’un sisteminin arkasında saatlerce süren video kayıt izleme seansları ve koçların hücumlarını nasıl inşa ettiklerini öğrenme süreci var. Şöyle anlatıyor Tuovi: “Zvezdan Mitrovic’in Khimki takımını izlediğim önemli bir an hatırlıyorum. FIBA Eurocup Challenge’da Lappeenrannan NMKY ile karşılaşmışlardı. Şu an hala hücumdaki hareketliliği çizebilirim. Bir sürü perde ve çok güzel bir devamlılık içerisinde ilerleyen bir akış vardı. Böyle bir sistemi anlamayı ve bunu nasıl inşa edebileceğim sorusunu kendime bir meydan okuma olarak aldım.”

Aşağıdaki Strasbourg videosunu incelersek “devamlılık” kelimesinin takımın oyun stiliyle bağlantısını görebiliriz. İlk video geçen sene Nizhny Novgorod‘a karşı oynanan Final 8 yarı final maçından ama muhtemelen “devamlılık içerisinde ilerleyen akış”ın ne olduğunu tam olarak görebiliriz. Oyun çizgi gerisinden bir pick-and-roll ile başlıyor sonra üçlük çizgisinin üzerinde bir perde ile devam ediyor, kanatta bir pick-and-roll daha geliyor ve son olarak da oyuncunun topu almak için içeri cut yapıp basketi bulmasıyla son buluyor. 

 

2017 Monaco’ya geri dönersek Mitrovic’in oyun akışında çok benzeri bir şemayı takip ettiğini görebiliriz. Giriş pick-and-roll'ü ve çizgi üstünde gelen perdeler benzerlikten daha fazlası.

 

Bu sezona geri dönersek aynı perdelemeleri bu videoda da görebilirsiniz. Şu an ise tek fark aksiyon çizgiden uzak bir perde ile başlıyor ve ortada fazladan bir pick and roll ile devam ediyor.

 

Şu ana dek incelediğimiz Strasbourg videolarında tüm bu hareketliliğin şutu oluşturan en son pozisyon olmadığını göreceksiniz. Bu set sadece oyuncuların durumu okumasına ve o anki durumdan bir fayda yaratmasına yardımcı oluyor. İlk videoda 23 numaralı Jean-Baptiste Maille savunmacısının başka bir tarafa baktığını görüyor ve potaya cut yapıyor. İkinci videoda 9 numaralı DeAndre Lansdowne savunmanın dışarıya çıkan topu savunmak için toplandığını görüyor ve 11 numaralı Matt Mitchell savunmacısının Lansdowne’un önünü kapatmak için kendisinden uzaklaştığını gözlemleyince birebir hücum etme fırsatı yakalıyor.

Aslında bugünkü set oyunları ve hareketler en üst seviye basketbol. Savunmalar size avantaj veriyor, en iyi şut için açık bırakmıyor.

 

Sırada Strasbourg’un en basit ama muhtemelen savuması en zor hücum silahının iki videosunu izleyeceğiz: Geçiş hücumu sırasında tepede yapılan perde. Birçok takım bunu orta alana ulaşmak için bir “Sürükleme Perdesi” olarak kullanıyor. Bakış açısındaki farklılık Strasbourg adına farkı yaratan şey. Ama tüm bunların ötesinde oyunu okuyup üstüne kullanılan şutların her videoda ne kadar farklı olduğuna dikkat edin.

 

Tuovi’nin sisteminde bunlar öğretilebilir anlar: “Aslında bugünkü set oyunları ve hareketler en üst seviye basketbol. Savunmalar size sadece avantaj veriyor, en iyi şut için açık bırakmıyor. Bir durup savunma rotasyonlarını izlerseniz genellikle zor veya en azından en ideal olmayan şutun kullanıldığını göreceksiniz. Bu hücum avantajlarının üstüne boş şutlar yaratmak için elde ettiğiniz avantajın üstüne devam etmeniz lazım. Ama bu da öğretmesi zor olan bir şey.” Hatta Tuovi’ye göre bir koç olarak asla oyunu okuma ve ona göre hareket etme becerisini öğretemezsiniz. Sadece oyunculara kendilerini keşfetme yoluna rehberlik edebilirsiniz. Şöyle diyor: “Bunu öğretmek mümkün değil. Ama oyuncuları her gün çözüm üretmeleri gereken böyle durumların içinde bırakabilirsiniz. Çünkü maçın içerisindeyken bunu yapamazsınız.” Bu rehber eşliğinde keşif öğretisi tarzı genellikle “Sporcu Merkzeli” olarak bilinir. Tuovi bunu Henrik Dettman ile çalışırken öğrendiğini anlatıyor: “Koç Dettmann’dan öğrendiğimi birçok şeyden sadece biri bu. Eğer bir şeyi kendiniz öğrenirseniz, bir başkasının size söylemesinden çok daha etkili olur.”

Tuovi’nin burada tarif ettiği şey basketbol oyununu öğretmek ve muhtemelen her seviyeden koç onunla aynı fikri paylaşacaktır burada. Basketbolun içindeki çoğu insan basketbolun her seviyesinde görebileceğiniz bazı çok yaygın “otomatik” hamlelerin ve kararların hemen farkına varacaktır. Aşağıdaki klipte 17 numaralı Jaromir Bohacik’in savunma topu almasına engel olunca savunmanın arkasından içeri devrilmesi gibi:

 

Profesyonel takımların farklılaştığı nokta, özellikle de Strasbourg özelinde, otomatik setlerin yanına bazı perdeleme hareketleri de ekliyor olmaları. Tuovi şöyle açıklıyor: “Savunma ne yaparsa yapsın biz devamlılığın bir yolunu bulmalıyız, oynamaya devam etmeliyiz. Sonra da doğru kararı vermeliyiz. Bu bir oyuncuyu boşa çıkarmak için yapılan perde ya da savunmanın arkasından içeri cut etmek vs. gibi şeyler olabilir.”

Aşağıdaki klip Tuovi’nin söylediğinin mükemmel bir görsel anlatımı. Strasbourg hücumun henüz başında ve top hücum alanının etrafında ilk kez dolaşıyor. Herhangi bir avantaj elde edilememiş ve savunma gayet iyi savunuyor. Sonra Bohacik bir pick-and-roll daha yapmak için dışarı çıkıyor. Bu da Lansdowne’ye bir perde yapılmasını ve sonunda bomboş bir şut bulmalarını sağlıyor.

 

Bir sonraki videoda ise Tuovi’nin en etkili setlerinden birini daha görüyoruz. Oyun “Horns” setiyle başlayıp “Miami” ile veya dripling üstü perde ve ardından atış ile sonlanıyor. Strasbourg’un oyun tarzının bir imzasını her iki videoda da görmek mümkün: içeride paslaşma.

 

Eğer Synergy’den elde edilen oyun tipi verilerine bakarsanız Strasbourg’un hücum fırsatlarının %11,5’nin cutlar üstünden geldiğini görebilirsiniz. İçerideki paslaşmalardan daha fazla yüzde ile sayı üreten sadece Holon ve Oostende var.

Strasbourg’un çok güçlü olduğu bir diğer alan ise çizgi dışından kurulan oyunlar. Özellikle de dip çizgiden.  Dip çizgiden kurdukları oyunlarda pozisyon başına 1,3 sayı gibi muhteşem bir istatistiğe sahipler. Bu istatistikte önlerinde sadece Holon ve Unicaja var.

 

Eğer dört maçın ardından oluşan verimlilik verisine göz atarsak Strasbourg’un geçtiğimiz sezon onları Final Four’a taşıyan performanslarına ulaşmak için hala yapması gereken çok iş olduğunu görebiliriz. Özellikle de savunma tarafında. 100 pozisyon başına 109.7 hücum verimliliği ile oynuyorlar. Bu sayı ortalamanın üstünde ama savunma tarafında biraz zorlanıyorlar. Dört maçta 100 pozisyon başına 111 sayı yediler.

Tuovi’ye göre bu bir süreç ve çok çalışmalarını gerektiren bir süreç. Oyuncuları sezon için hedeflerini çok net bir şekilde konuşabiliyorken Tuovi daha çok şu an ile ilgileniyor: “Genç bir koç olarak benim için en önemli şey oyuncularımdan ne yapmalarını istiyorsam, ben de aynısını yapabilmeliyim. Oyuncularımın her gün çalışmasını bekliyorum çünkü eğer yanınızdaki kişiden daha çok çalışırsanız, mutlaka iyi bir şeyler olur.”

Tuovi yönetimindeki Strasbourg’un sıradaki maçları ligin yeni ekibi Kalev/Cramo ve sezonu bitirmek için harika bir rakip gibi duran Filou Oostende ile olacak. Bu iki kulüp Normal Sezonun son döneminde oynadıkları olaylı maçlar ile ünlüler. Noel arasından önceki son maç haftasında ortalığın daha da kızışmasına tanık olma ihtimalimiz oldukça yüksek.



Diccon Lloyd-Smeath

Diccon Lloyd-Smeath

Diccon is a basketball coach and analyst living in Madrid. Constantly digging in the crates of box scores and clicking through hours of game footage. Diccon is on the hunt for the stories within the stories. If you like to get a closer look at what’s going in the Basketball Champions League, you have found it.