04 Ekim, 2022
14 Mayıs, 2023
06/05/2023
Diccon Lloyd-Smeath's Champions League Insider
to read

Sindirella: Telekom Baskets Bonn'a yakından bakış

BONN (Almanya) – Yedinci sezonun Sindirella hikayesi, balosuna gidiyor. Telekom Baskets Bonn sadece Final Four’un değil, sezonun en düşük bütçelerinden birine sahip. 

Bonn’un bütçesine rağmen Final Four’a kalması onlara dair en olağanüstü gerçek değil. Ne de olsa bunu daha önce Almanya’nın bir başka takımı MHP Riesen Ludwigsburg’dan geçen sezon gibi yakın bir tarihte görmüştük. Önemli olan nasıl yaptıkları.

Sıklıkla, dar bütçeyle yarışan takımlar için şablon; mücadele istatistiklerini kazandığından emin olmak, istediği yere irade gücüyle ve özellikle daha pahalı yeteneklere sahip ve muhtemelen bu yüzden kazanması gerektiğini hisseden rakiplerinden daha fazla savaşmaya gönüllü olarak varmaktır. 

Yukarıdaki tabloda yetenek karşıtı istatistiklerin muhtemel kralını, hücum ribaundu yüzdesini görüyoruz. Fiziğin basketbolda bir yetenek sayıldığına dair argüman üretilebilirken – ki ribaund almaya kesinlikle yardımcı olur – kimse kendi kaçırdığı şutları geri almanın rakibinden her akşam daha çok çalışmadan ulaşılabilecek bir şey olduğuna dair argüman üretemez. Ve yukarıdaki tabloda da görebileceğimiz üzere, koç Tuomas Iisalo’nun takımının yaptığı şey bu.

Bu Bonn takımını önceki Sindirella hikayelerinden ayıran, bunu aynı zamanda göze hoş gelerek yapmış olmaları. 

Hücum verimliliği sıralamasının en üst sıraları, kadrosu derin ve her pozisyonda avantaj ve yüksek kaliteli şutlar yaratan takımlara ayrılır. Yukarıda gördüğümüz üzere, Bonn’un da yaptığı bir şey bu; sadece çok daha az kaynakla bunu başardılar. 

Nasıl oynuyorlar?

Sezonun ilk bölümlerinde Almanya liginde yılın koçu seçilen Tuomas Iisalo ile bir koç olarak bu noktaya kadar yolculuğuna ve bu yolculuğun sahada artık çok net gördüğümüz felsefesini şekillendirmesine dair konuştuk. Final Four bileti de cepteyken, Malaga’da görmeyi bekleyebileceğimiz şeylerin hızlandırılmış bir kursunu yeniden başlatalım.

Bonn’un takım basketbolu oynadığını söylemek kulağa basitleştirilmiş geliyor ama göreceğiniz şey tam da bu. Iisalo “takım reaksiyonları” ifadesini, kuralları ve oyuncularının savunmaya karşı avantaj yarattığında otomatik olarak yaptıkları okumaları tanımlamak için sıklıkla kullanır. Örneğin, aşağıdaki klipte ekranda yer alan kırmızı okları izleyin.

  • Giriş pasını yaptıktan ve 6 numaralı Kessens’in dripling üstü atağından sonra, Bonn nihayet Kessens ve 7 numaralı Herrera’nın ikili oyunundan bir avantaj yakalıyor.
  • 10 numaralı Malcolm kanattan ortaya doğru hareketleniyor ve savunmacısını da beraberinde getiriyor.
  • Bu, 13 numaralı Hawkins’i zayıf tarafın köşesinde boş bırakıyor.
  • Herrera spots Hawkins'in savunmacısının potaya devrilen Kessens’e karşı boyalı alanın içlerine kadar yardıma geldiğini fark ediyor ve okumayı yapıp Hawkins’e nokta atışı bir pas gönderiyor.
  • Kessens herhangi bir çember korumasını engellemek için potaya atak sırasında kendi savunmacısını mühürlüyor.

 

Yukarıdaki klipte gördüğünüz, Bonn’un son maçında bir kez doğru yaptığı bir şey değildi, yaptıkları şey genelde bu. Bu hücumu bu kadar verimli kılan diğer element, kararların hızı. Her takım topun veya toplu oyuncunun topu yakalar yakalamaz hareket etmesini ister. Bu mantıklı zira rakibin savunmasını oturtmasını engeller. Bonn bunu başka bir seviyeye taşıyor.

Aşağıdaki klipte göreceğiniz şey bir "drag screen" veya geçiş hücumunda topa gelen perde ama bu örnekte T.J. Shorts pası anında zayıf tarafa fırlatıyor ve daha gözünüzü bile kırpamadan, Hawkins ile Herrera topu birbirlerine atıyorlar ve Bonn, Iisalo’nun “üçüncü taraf” olarak isimlendirdiği aksiyona geçiyor:

Herrera topu bir kez daha Kessens’a aktarıyor ve Shorts aynı anda topu elden almak için hareketlenmiş durumda. Sonuçta top o kadar hızlı hareket ediyor ki BCL spikeri, Jeff Taylor’ın Herrera üçlüğü atmadan önce topa değen her ismi söylemeye vakti olmuyor. Eğer perdeleri, pasları ve topla katetmeleri sayarsanız 13 saniyede sekiz aksiyonun gerçekleştiğini görürsünüz. Savunmanın şansı yok. 

 

Set oyunları yerine, Iisalo Bonn’un takım reaksiyonları ve şimşek gibi hızlı kararları devreye sokan durumları doğuran avantajları yaratmak için kullandığı formasyonları ve hareket serilerini tanımlamak için “başlangıçlar” tabirini kullanıyor.

Bunlardan en çok göreceğiniz ikisi, “Iverson” ve “sıralı” başlangıçları. İlk klip Iverson. Dikkat edilecek anahtar şey şu: 20 numaralı Morgan serbest atış çizgisi boyunca koşu yaparken, 9 numaralı Tadda topu Morgan’ın alması durumunda sahanın o tarafını boşaltmak için son çizgi boyunca katediyor. Bonn Morgan’dan maalesef sakatlığından ötürü yararlanamıyor ama Ward, Tadda ve Hawkins gibilerin bu başlangıcı tetiklemek için Iverson katını kullanmasnı görmeyi bekleyebilirsiniz. 

 

Sıralı başlangıcı zaman zaman Iverson’a çok benziyor zira dinamikler ve zamanlamalar o kadar da farklı değil. Bu sefer Bonn’un Tadda’nın Iverson katı için getirdiği sıralı perdeleri ve 3 numaralı Ward’un köşede sabit kalmasını izleyin.

Ayrıca T.J. Shorts’un ikili oyun savunmasını manipüle edişine de dikkat edin. Savunmacısının perdenin altından geçtiğini fark ediyor ve şut atmaya yönelmek yerine, duraklıyor ve topu tutup şut atacakmış gibi yapıyor. Savunmacısı reaksiyon verdiğinde de bunu bir mini-closeout olarak kullanıp savunmacısını geçiyor.

Savunma tarafında, Bonn genelde aynı şekilde otomatik. Ve böyle olmaları gerek. Yaptıkları savunma agresif olduğu kadar esnek; şemaları ve şablonları sıkça birbirlerine katıyorlar. Bazen aynı pozisyon içinde bile oluyor bu.

  • #24 numaralı Williams ile #10 numaralı Malcolm ilk perdede adam değişiyor.
  • #7 numaralı Herrera pas kanalına baskı yapıyor ve #0 numaralı Shorts posta gelecek pası önden savunuyor.
  • Shorts sahayı enine kateden pasın ardından penetre savunmasına yardım etmeye gidiyor.
  • #6 numaralı Kessens ikincil rotasyonda ve pasa el sokuyor. Bonn beş oyuncusuyla boyalı alanda, penetre alanını küçültüyor. 

 

Kadro

Aldıkları süreler anlamında T.J. Shorts’un maç başına 30 dakika sahada kalması sürpriz değil. Listede bir sonraki oyuncudan neredeyse 10 dakika fazla. Bu sezon istatistikleri absürt ve tüm hücumun Shorts üzerinden dönmesi bir sır olmasa da onun gördüğü ekstra ilgi başkalarına alan açıyor.

Rotasyonda sırada 24’er dakika civarı sahada kalan Delany, Hawkins, Malcolm ve Ward var. Tadda ile Herrera guard mevkilerinde 20 dakika civarı süre alıyor. Kratzer ile Kessens pivot mevkisinde dakikaları bölüşüyor. Williams’ın çok yönlülüğü ona birçok rolde 15 dakika veriyor. 

Final Four’a gelirken 10 oyuncunun ortalama 15 dakika sahada kalmasıyla beraber, Bonn üç günde iki maç zorluğunu kaldırmak için tam da aradığı şeye sahip. Takımlar büyük turnuvalarda nadiren 10 oyuncu kullanır ama ideal durum hepsinin sisteme entegre olması ve sistemdeki rolünü anlaması. Bu Bonn kadrosu oyunu çözülmüş bir sudoku veya matematik problemi gibi okuyor. 

 

X-Faktör

Bu, Almanya Ligi’nin çiçeği burnunda MVP’si T.J. Shorts olmalı. Amerikalı guard bu sezon BCL’yi kasıp kavurdu, 20+ sayılarla rekorlar kırdı ve rakiplerin onun önüne serdiği her engeli acımadan parçaladı.

Tek maçlık eleme mücadelesinde yaratacağı alan Herrera’nın maçı değiştirecek üçlükleri veya Kratzer’in potaya devrilmesi için yeterli olabilir. Bonn’un kadrosunda maç kazandıracak silahları var ama tüm şovu başlatan yıldızının kendisini göstermesi gerek.

 

Sıradaki

Yarı finalde ev sahibiyle eşleşmekten daha zor bir durum pek olmaz ama o ev sahibi aynı zamanda Kral Kupası’nın son şampiyonuysa ve ligin verimlilikte bir numaralı takımıysa sezonun en iyi performansından azı Bonn’un tur atlamasına yetmez.

Şimdiye değin, Bonn ihtiyaç duyduğunda o performansları gösterdi. Kendilerinden şüphe edenleri yine yanıltma fırsatını iple çekiyor olmalılar.

Shorts kendisini Avrupa’nın en iyi savunmacılarından Alberto Diaz’ın karşısında bulabilir. Tadda Brizuela’nın önünde kalmanın bir yolunu bulmalı. Hawkins Carter’la gireceği sayı atma yarışını kazanmak zorunda olabilir.

Herrera Kalinoski’den daha iyi şut atabilecek mi? Navarro ile Iisalo’nun koç satrancını kim kazanacak? İkisi de yılın koçu adaylarından olacaktır. Çok sayıda soru sadece 40 dakikada cevaplanacak ve eğer yanlış yaparsanız ikinci bir cevap hakkınız yok.

Diccon Lloyd-Smeath

Diccon Lloyd-Smeath

Diccon is a basketball coach and analyst living in Madrid. Constantly digging in the crates of box scores and clicking through hours of game footage. Diccon is on the hunt for the stories within the stories. If you like to get a closer look at what’s going in the Basketball Champions League, you have found it.