MIES (İsviçre) – İmkansız hiçbir şeydir! En azından o ünlü reklam kampanyasının sloganı bunu söylüyor. Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde imkansız normaldir. Eğer bu turnuvayı son yedi yıldır izliyorsanız, Bryce Jones 22 sayılık geri dönüşü tamamlayıp Limoges’u Son 16’ya çıkardığında o kadar da şaşırmadığınız için mazur görülebilirsiniz. Bu turnuvayı düzenli olarak izlediğinizde inanılmaz derecede olanaksız neredeyse kaçınılmaza dönüşmeye başlıyor. Ama bu, gerçekten de olanaksız bir hikayeydi. Gerçekten, gerçekten olanaksızdı ve BCL’de yaşanan tüm çılgınlıklar bir yana, doğal karşılamaya izin vermememiz gereken bir şey bu. 

Durumun matematiksel tarafına bakarak başlayalım. İkinci çeyreğin bitimine 4:30 kala MHP Riesen Ludwigsburg 22 sayı öndeydi. İki takım da maçta 33 pozisyon oynamıştı. Maçtan evvel, Ludwigsburg 40 dakika başına ortalama 76 pozisyon kullanıyordu, Limoges ise 70. Eğer bu ik sayıyı ortada buluşturursak (evet, biliyoruz ama bu da bir web sitesindeki bir köşe yazısı, bir araştırma makalesi değil) maçta tahminen 73 pozisyon beklentisi olur. 33 pozisyon geride kalmışken, mantıkı beklenti Limoges’un sezonunu kurtarmak için elinde aşağı yukarı 40 pozisyon kaldığıydı. Ortaya çıktı ki 40 dakikalık normal süre takım başına 72.4 pozisyonda oynanmıştı, dolayısıyla tahmin çok da kötü değildi. 

Maçtan evvel, Limoges’un 100 pozisyon başına 107 hücum verimliliği ve 97.9 savunma verimliliği vardı, bu da onlara 100 pozisyon başına +9.4 net verimlilik veriyor. Ludwigsburg’un 22 sayı öne geçtiği an reset tuşuna bassanız ve maçın kalanını Limoges’un ortalama verimliliğinde oynatsanız, Ludwigsburg 39 sayı daha atardı ve 89 ile bitirirdi; Limoges 43 sayı daha atardı ve 71 ile bitirirdi. Almanlar 18 sayılık rahat bir galibiyetle salondan ayrılırdı. Aslında ne olduğunu aşağıdaki tabloda görüyoruz.

Yukarıdaki sayılar Limoges’un geri dönüşünü tam yansıtmıyor zira veriler dakika başına ve dönüş devreye 4:30 kala başladı. Ne var ki veriler bize geri dönüşün ölçeğine dair harika bir resim sağlıyor. Eğer tablodaki dakikalara göre gidersek, Limoges’un geri dönüş öncesi 100 pozisyon başına 100.9 hücum ve 165.6 savunma verimliliği vardı! Bunu 133 hücum ve 85.2 savunma verimliliğine çevirdiler. Net verimlilikte -64.6’dan +47.7’ye gittiler! Hatırlayın, bu maça gelirken 100 pozisyon başına +9.4 net verimlilik ortalamasıyla oynuyorlardı... bunun olanaksız bir hikaye olduğunu söylerken ne kastettiğimizi görüyor musunuz?

Maçın video kaydına daldığımızda, Limoges’un en dipten başlamış olması mantıklı hale geliyor. Aşağıdaki klip, Ludwigsburg’un farkı 22’ye çıkaran ve Massimo Cancellieri’yi mola almaya zorlayan basketi. Problemleri görmek kolay: Ludwigsburg'in baskılı savunması potaya gidiş yoluna üşüşüyor ve kötü kararlara zorluyor, akabinde Limoges’un geçiş savunması onları hayal kırıklığına uğratıyor ve Josh King’in takımının ne isterse yapmasına olanak tanıyor.

In the resulting timeout, Cancellieri told his players that they needed to make

Bunun sonucu olan molada, Cancellieri oyuncularına Ludwigsburg’un savunmada onların varlığını hissetmesi gerektiğini söylüyor ve bu, tam olarak rüzgarı devre arasından evvel terse çeviren şey. Koçların temas sırasında fiziksel olmaya dair konuştuklarını sıkça duyarsınız ki bununla genellikle perde aksiyonları kastedilir. Aşağıdaki klipte Limoges’un temas veya avantaj noktasında varlığını açıkça hissettirdiğini görebiliyoruz. Ludwigsburg bir avantaj yaratmak için toptan uzakta, son çizgiye doğru bir perde kullanıyor. 22 numaralı Wojciechowski’nin hücumu okumasını ve uzunluğunu zıplayıp pas arası yapmak için kullanışını izleyin. Limoges sonrasındaki hızlı hücumda sayı atamıyor ama önemli olan, savunmada rakibi durdurmuş olmaları. Ludwigsburg, Cancellieri’nin molasının çıkışındaki ilk iki pozisyonda topu kaybediyor.

Bir geri dönüşün zemin kazanması için Limoges’un maça devre arasından evvel tutunması gerekiyordu ve tam da bunu yaptılar. 22 sayı öne geçtikten sonra, Ludwigsburg devrenin kalan 4:30’luk bölümünde sadece bir sayı atabildi. Devrenin son yedi pozisyonunda Ludwigsburg’un hücum verimliliği 100 pozisyon başına 14.2’ydi. Bunu önceki 165.6 ile kıyaslayın ve savunmanın momentumu Limoges’un tarafına kaydırdığını görebilirsiniz.

En çok şey anlatan pozisyon, devrenin sondan bir önceki pozisyonuydu. Limoges’un Ludwigsburg’un İspanyol pick-and-roll’una karşı üçlü adam değişmesini izleyin. Yeguete toplu oyuncunun perde sonrası köşeyi dönmesini engelliyor, ardından toplu oyuncuyu savunmaya başlıyor. Bu sırada Graves ile Hawkins devrilen oyuncuda veya Jacob Patrick’in boş şutunda ters eşleşme oluşmasını engellemek için arka tarafta bir kez daha adam değişiyor. Bu şemanın riski, Yeguete’yi Hubb’la bire bir bırakmak ama problem olması bir yana; Yeguete topu çalıyor, ardından boştaki topa atlıyor ve Graves’e asist yapıyor. Devre arasına 51-39’la, fark 12’ye inmişken giriyorlar. Bunlar, büyük bir geri dönüşte lehinize gitmesi gereken pozisyonlar.

Bir sonraki kilit sapma üçüncü çeyreğin ortasındaydı. Ludwigsburg çeyreğe güçlü başladı ve 16 sayılık üstünlükle yeniden kontrole geçmiş gibi görünüyordu. Nicolas Lang  3+1 ile bu üstünlüğü bir hamlede 12’ye geri çekiyor.  

Bir sonraki pozisyonda Bryce Taylor serbest atışlarla farkı 10’a indiriyor. Oradan sonra takımlar karşılıklı basketler buldu, üçüncü çeyrek 72-63 bitti; Cancellieri’nin ekibi farktan üç sayı daha traşlıyor. Limoges için önem arz eden bir başka şey de Bryce Jones ile Jayvon Graves’in kararlarıydı. Üçüncü çeyrekte istediklerini, istedikleri an yapabildiler ve yaşananlar, ya serbest atış çizgisine ziyaretler ya da boş adamlara giden doğru paslar oldu.

Jones’un aşağıdaki klipteki oyunda zorla verdiği kararın, bu yazının ilk videosundaki bire beşin aksine.

Sadece dokuz sayı atmış bir oyuncunun 22 sayılık bir geri dönüşün video analizinde bu kadar sık yer alması tuhaf görünebilir fakat Nicolas Lang’ın bu Limoges takımı için ne kadar önemli olduğuna ek kanıtlar sunuyor. Graves’in onu boşa çıkarmak için toptan uzakta yaptığı becerikli perdeyi ve farkın altıya inmesini izleyin. Jones ile Graves potaya gittiğinde, bu genellikle Lang’a şut atmak için daha çok alan veya tam tersi demek oldu.

Herhangi bir takımın geri dönüş yapması için sahada yapabildiklerinin icabına bakması ve ayrıca her şeyin onların lehine gitmesi gerekiyor. Dördüncü çeyreğin ortasında Yorman Polas Bartolo, Javonte Hawkins’in şutunu karşılamaya gitti. Hawkins rakibini şut atacakmış gibi kandırdı ve Polas Bartolo’yu havaya uçurdu. Hawkins kafasına Kübalı oyuncunun dizinden bir darbe yedi ve sahadaki karar sportmenlik dışı faul oldu. Hawkins iki serbest atışı da soktu, ardından Limoges topu geri aldığında yine sayı attı. Cancellieri’nin ekibi bir kez daha dört sayılık bir pozisyon üretti ve fark bir anda üçe indi!

Geri dönüş o anda tamamlandı demek değil bu. Josh King'in ekibi iyi reaksiyon verdi ve 4:10 kala farkı tekrar yediye çıkararak maçı koparmaya baktı. Cancellieri bir mola daha aldı ve Graves şutlarıyla onları diriltti.

Limoges’un şansı yaver gitmeyi bırakmamıştı. With Polas Bartolo geçiş hücumunda tek başına turnikeye koşup Ludwigsburg’a basket faulü ve altı sayılık üstünlük şansını vermeye giderken, Bryce Jones cebinden aşağıdaki klipte de görebileceğiniz, inanılmaz bir blok çıkarttı. Massimo Cancellieri karara itiraz etti ve sadece basket kararı değil, faul de iptal edildi. Bu kesinlikle başantrenör itirazını kural kitabına muhteşem bir ekleme yapan tipte bir drama ve durum.

Bu noktadan itibaren, hikayeyi değeri olan tek perspektiften anlatması için Bryce Jones’a teslim ediyoruz. Ne hikaye ama 26 sayı ve 9 asistle ne maç oynadı ama. Sezona 0-3 başlayan ve play-in’in karar maçında 22 sayı geri düşen Limoges bir şekilde (bu sezon BCL’de yeşil giymiyor olmalarına rağmen) "Yeşil Kefaret Takımı" oldu ve Son 16’ya kaldı.