MALAGA (İspanya) – Turnuva tarihinde ilk kez, favori olmayan iki takım da yarı finalleri geçti ve elimizde kimin favori olduğunu bilmediğimiz bir final kaldı. 

Gerçekte, Telekom Baskets Bonn ile Hapoel Bank Yahav Jerusalem favoriye sıkıntı çıkaran taktiklerle buraya geldi ve bunun ortaya çıkardığı ise turnuvanın yedi yılında gördüğümüz en fiziksel ve yoğun final maçıydı.

Jerusalem 16, Bonn 14 hücum ribaunduyla maçı bitirdi. İki takım da 20’den fazla faul yaptı, Alman ekibi dört çeyreğin üçünde faul hakkını doldurdu.

Maç tam da Jerusalem başantrenörü Aleksandar Dzikic’in isteyeceği gibi başladı. İsrailliler fark etti ki Bonn maça başlayan beşe MVP TJ Shorts’u dahil etti ve o da daha uzun oyuncuları savunuyordu ki Tyson Ward’u Speedy Smith’in savunmasına verebilsinler. Sırtı dönük oyun yerine, Mareks Mejeris gücünü kullanarak doğrudan pota altına gitti ve topu o kadar yakında aldığında durdurulması imkansızdı. Jerusalem ilk kanı akıttı.

Bu, ne var ki Jerusalem’in maçta üstün olduğu tek andı. Ve maç boyunca bu durumu bulup bundan yararlanabildiği de tek andı.

Bu andan itibaren Bonn savunması, ilerleyen bölümlerde Jerusalem serilerini durdurmaya çalıştıklarında bile, kontroldeymiş gibi hissetti.

İkili oyunları Jerusalem kısalarının avantaj yakalamasını engellemek için çok agresif savundular ve başları derde girdiğinde bile geç adam değişimlerini uygulayıp maçı kazandıran oyunları yapabildiler.

Bu videonun ikinci klibinde Collin Malcolm’u izleyin. Perdeye takılıyor, ardından acil adam değişimini çağırıyor ve müthiş bir eforla pozisyonunu geri kazanıyor.

İlk çeyrek 14-7 Bonn üstünlüğüyle bitti. İki takım da birbirlerinin savunma şemalarını çözmekte zorlandı. 

Hücumda hiç zorlanmayan iki oyuncu T.J. Shorts ve Levi Randolph’tu. Şu çok açıktı ki hangi oyuncu maçı kazanan tarafta yer alırsa, o oyuncu Final Four MVP olacaktı.

Shorts tam hücum paketine sahip: Hız değişimi, yön değişimi, aldatma, şut ve karar verme. İlk seferinde sağa gidecekmiş gibi yapıp sola gidiyor ve sayı atıyorsa, bir sonraki pozisyonda yine sola kesiyor ve bir şutörü besliyor. Bol şans.

İkinci çeyrek, Bonn’un ilk çeyreği bıraktığı yerden başladı. Çoğu insan Tyson Ward’un koşu atarak yaptığı büyük smacı görecektir ama taktik açıdan, sahadaki alanı daraltmak için topa yaptığı anlık baskı ve ardından pas arası yapması, daha ziyade Bonn savunmasının zaten iş başında olduğunu gösteriyordu.

Bu oyun Dzikic’i mola almaya zorladı ve bir momentum peşindeki koç, takımını sahanın tek tarafında ikili oyunlar aramak için sahaya gönderdi. Levi Randolph 27 sayısının 9’unu ikinci çeyrekte attı, Jerusalem ise maça tutunacak bir dayanak arıyordu.

İlk yarının sonlarına yaklaşırken, Dzikic devreyi bir kol mesafesinde bitirtecek, ilham verici bir oyuncu değişikliği yaptı. 

23 saniye kala, Jerusalem başantrenörü Mejeris’i Hankins’in yerine oyuna aldı ki bu, onların hücumda aynı avantajla oynamalarını sağladı ve aynı zamanda Mejeris’i devrenin son pozisyonu için Shorts’un üstüne verebildiler.

Skor 37-28 Bonn lehineydi ama Jerusalem maçta yeniden bir kol mesafesine gelmişti.

Üçüncü çeyrekte sarkaç İsrail ekibinin yönüne biraz daha savruldu. Çeyreği 12-8 kazandılar ve hücum ribaundu savaşını da kazanmaya devam ettiler. Çeyrekte dört hücum ribaundu aldılar. Özellikle Zach Hankins ribaundlarda birkaç büyük oyun yaptı. 

Üçüncü çeyreğin bitimine 6:50 kala Bonn kısa beşini Delany’yi beş numaraya çekerek kullanırken, Jerusalem’in belki de Hankins’in sırtı dönük oyunlarıyla bu beşe atak etmesini bekliyorduk.

Ama buna çekilmek yerine kendi oyunlarını oynadılar ve Randolph topa hamle yapan savunmacısını bir üçlük için kanada açılarak cezalandırdı. Tuomas Iisalo yeterince şey görmüştü ve fark sadeceye ikiye inmişken molayı aldı.

O molanın çıkışında, Bonn bunu yaptı:

Çeyrek Bonn’un 57-55’lik üstünlüğüyle bitti ama Jerusalem’in taraftar tugayı maça tamamen girmişti ve inanmaya başlamıştı.

Ardından iki pozisyon maçın psikolojisini tamamen değiştirdi. İlk önce, Dzikic’in ilk devreyi bitirdiği kısa beşine dönmesiyle birlikte, Mejeris adam değişimiyle Shorts’u savundu ve onun şutunu blokladı.

Ama ikinci olarak, MVP tüm arenaya neden MVP olduğunu gösterdi. Jerusalem adam değişimiyle bu sefer Blayzer’ı Shorts’a verdi ve Shorts çok iyi savunulmuş bir şutu kolay gösterdi.

Bir yıldız oyuncu takımını böyle sırtına aldığında ve her şeye bir cevap ürettiğinde, sonuç kaçınılmaz hissettirmeye başlıyor.

Hatta, sonuç kaçınılmazdı ve Bonn maça noktayı tam da Bonn stiliyle, Tyson Ward’ın üç Jerusalem savunmacısına karşı 23 saniye kala kritik bir hücum ribaundu almasıyla koydu.

Bir kez daha, sezonun en büyük meydan okumasına karşı durdular ve bunu tüm sezon nasıl oynadılarsa o şekilde oynayarak başardılar.