05 Ekim, 2021
15 Mayıs, 2022
30/04/2022
News
to read

PatrickBall'un İcadı

Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin yükselişi Avrupa genelindeki medya ilgisinde de artışı beraberinde getirdi. Bu hafta sahneyi TrendBasket’ten Kemal Rutkay Özcan’a, MHP Riesen Ludwigsburg’a dair görüşlerini aktarması için bırakıyoruz.

İSTANBUL (Türkiye) – Aylar geçti, mevsimler geçti ve şu an tüm basketbol sezonunun bayramındayız. Playoff'lar tüm maçların oynanmasının sebebi ve Final Four da üstün, istikrarlı, kazanan basketbolun kutlaması. Final Four katılımcısı MHP Riesen Ludwigsburg bu üç özelliğin vücuda gelmiş hali. Oyunu güzel ama farklı oynuyorlar. Onları izlerken heyecanım bakiydi ve aralık ayında onların hakkında yazmıştım. Şimdi, Ludwigsburg’u özel kılan şeylere onlara dair düşüncelerimi güncellemek için dönmem gerektiğini hissediyorum. Eğer George Lucas Star Wars’u veya Kanye Life of Pablo’yu güncelleyebiliyorsa, benim de kendi yazımı güncelleme şansım olmalı.

Boylarından büyük oynayanlar

"Ludwigsburg ve modern ötesi basketbol" yazının başlığıydı ve bunun kadronun kompozisyonuyla çok ilgisi var. Bavyera’nın güçlü ekibi çok fazla uzun boylu oyuncu bulundurmanın fazla popüler olduğuna karar verdi, dolayısıyla boylarından büyük oynayan oyunculara gitti.

Bazen oyuncuları kafalarının yüksekliğine göre ölçüyoruz. Diyoruz ki Tremmell Darden 1.92, Justin Simon 1.96 ve Kyle Hines 1.94. Ancak bu oyuncular yüksek omuzlara, uzun ve güçlü kollara sahipler. Uzun boyunlu ve kısa kollu, 2.10 boyundaki oyunculardan daha büyük oynuyorlar.

Koç John Patrick’in bu alıntısı size kadroya dair söyleyeceklerimi özetliyor. Golden State Warriors’un 2013’ten bu yana meşhur ettiği 1.90-2.00 metre arası beş oyuncuyla sahada kalma fikri burada benimsenmiş durumda.

Nasıl benimsenmesin? Jordan Hulls, Jonah Radebaugh, Patrick Biraderler, sakatlıktan dönen James Woodard, hatta Lukas Herzog gibi yaratıcı, şutör, canavar kısalar varken sahayı rahatça açan bir takım Ludwigsburg. Sahanın ne kadar genişlediğini aşağıda görebilirsiniz:

Jonas Wohlfarth-Bottermann (Wobo) ile Jonathan Baehre bu genişlemeye olumlu katkılar yapıyor zira ikisi de yüzü dönük oynayabilen ve dış şutu bulunan uzunlar. Ethan Happ’la birlikte 2 metrenin üzerinde olan yegane oyuncular onlar.

Kadronun üçüncü bölümü yargı dağıtanlar adını verdiğim ekip. Justin Simon, Tremmell Darden, Yorman Polas Bartolo, Rawle Alkins ve Tekele Cotton gibi sert, yapılı, trafikte tartışmak istemeyeceğiniz oyuncular bu grubun içinde. Yüksek teknik kapasiteye sahip çabuk, becerikli kısaları tamamlıyorlar. Ve PatrickBall’un kilidini açan anahtar da bu.

PatrickBall

Savunma

John Patrick tüm bu oyuncuları, bir NHL takımının oyuncu değişikliği sıklığıyla beraber oynatarak small ball’un sınırlarını zorluyor. Ve bu, rakipleri şaşırtmak veya yavaşlatmak için kullanılan bir Ali Cengiz oyunu değil. Bu, Patrick’in Megali İdea’sının temellerinden biri. Ludwigsburg’un hücumunu ve savunmasını izlediğinizde, bu ultra small-ball yaklaşımı çok mantıklı görünüyor.

İlk olarak, Ludwigsburg’un sezon boyunca parladığı savunmaya bakalım. Buna aslında small-ball yaklaşımı demekten bile emin değilim zira Ludwigsburg, kadronun üçüncü bölümü olarak yukarıda tanımladığım grubun özelinde beş adet pass rusher’a (JJ Watt’a ve tüm NFL dostlarına selam olsun) sahip. Takım için istatistik kağıtlarında gözükenden çok daha fazlasını yapıyorlar. Miro Bilan (2.13) veya Andrija Stipanovic’in (2.08) gerçek bir pivot yerine bu beşliden biri tarafından savunulduğunu görüyoruz. Aralarındaki en uzun oyuncu 1.96’lık Justin Simon. Bir pass rusher veya yargı dağıtıcı bile başka bir takımı savunmada bir seviye yukarı çıkartırdı; Ludwigsburg’da bunlardan beş tane var.

Çok yönlü, atletik oyuncularımız var. Bazısı 39, bazısı 17 yaşında ancak tüm oyuncularım sıçrayıp koşabiliyor, topla üretip şut atabiliyor. Çabukluğumuz ve topa baskı yeteneğimiz small-ball oynarken bize avantaj sağlıyor.

 

Topa baskı yeteneği burada sıklıkla devreye giriyor. Top yarı saha çizgisini geçer geçmez sarı veya siyah formalar size dadanmaya başlıyor. Galatasaray Nef gibi guard ağırlıklı takımların ritmini bozuyor, bir yandan da Bilan veya Shermadini gibi alçak post uzmanlarına topu aktarmayı imkansıza yakınlaştırıyor.

Kimse toplu oyuncuyu çevrelemek veya ona tuzak kurmak için üç sayı çizgisinin ötesine geçmekten korkmuyor. Yardıma gittikten sonra kendi savunmacısına dönmek asla sorun değil. BCL’nin en gaddar izolasyon uzmanlarının önünde kalmak çocuk oyuncağı. Bu, onların adam değişme savunmasına her daim takılı kalmamalarını ve adam değişmeyle perdelerin üzerinden geçmeyi beraber kullanmalarını sağlıyor. Savunmada farklı şemaları tek bir şemaya sürekli başvurmaksızın uygulamanın önemini daha evvel yazmıştım.

Kadrodaki herkes savaşçı ve çabuk ve daha fazlası ama eğer Ethan Happ’ı çemberden 9 metre ileriye götürebiliyorsan, sağlam bir savunma planın vardır. Çember etrafında bir kaleciye ihtiyaç duydurmayacak kadar bozucu bir dış baskıdan güç alan PatrickBall savunması maç başına 72.5 sayı (ligin en iyisi), 25.8 basket (lig ikincisi) izni verdi ve 8.1 top çaldı (lig üçüncüsü). PatrickBall hücumu da özünü birkaç ayarlamayla birlikte small-ball yaklaşımından alıyor.

Hücum

İlk olarak, becerikli oyuncularla small-ball yaklaşımı modern basketbolun temel kısıtlaması olan ikili oyun temelli hücumu bir kenara bırakıyor. Yine Warriors gibi beş dışarıda motion hücumu Ludwigsburg’un BCL savunmalarına atak etme yöntemi. Bunun potaya etkili şekilde saplanacak bir uzuna sahip olmamayla çok ilgisi var; yine de esas nokta ikili oyunun tek seçenek olmaması. Bu toplam asist sayılarını düşürüyor. Ludwigsburg maç başına 13.5 asist yapıyor, ligin bu anlamda en kötü ikinci takımı. Ancak top sürekli hareket eden oyunculara doğru zamanda gittiğinde modernitenin asist fetişinden de sıyrılabiliyorsunuz. Beş dışarıda motion’ın en ünlü uygulayıcılarından olan, bir maçta hakeme sinirinden sahaya sandalye fırlatan Bobby Knight şu an başka bir sandalyede huzur içinde oturuyor olmalı.

Ludwigsburg aralık ayında ligin en tehlikeli şut takımlarından biriydi ancak bu etiket onlardan söküldü. Yay gerisinden şutlar hala hücumun bir odak noktası olarak kalsa da Alman ekibi o şutların hiçbir zaman girmeyeceği pek çok maç yaşadı. O maçların çoğunu savunma, maç başına 11.1 top kaybı ve potaya gitme alışkanlıkları sayesinde kazandılar. Guard becerilerine sahip zeki oyuncular kazanmaya devam etmeleri adına bu anlamda kesinlikle yardımcı oldu.

 

Ayrıca hücum ribaundları ve Ethan Happ’ın varlığı onlara sürpriz şekilde yardım etti. Yıldız guard Jonah Radebaugh 1.91 boyu ve 84 kiloluk fiziğine rağmen müthiş bir hücum ribaundu makinesi. Maç başına 14.8 hücum ribaunduyla lig lideri; maç başına 40 ribaund barajını aşmış iki takımdan biri. Sadece Hapoel Bank Yahav Jerusalem (41.8) maç başına daha çok ribaund aldı. Bu, PatrickBall’un rakiplerini yıpratmasının psikolojik tarafı.

Ocak ayında transfer edilen Ethan Happ bu takımın oyuncularından beklediklerinin tersi gibi görünüyordu. Hiçbir zaman boyalı alanda acı kuvvetiyle öne çıkmadı ama kadroya gerekli derinliği becerikli bir uzun olarak verdi. Dürüst olmak gerekirse, Cluj serisine kadar transferini eleştiriyordum. O seride Happ alçak postta adı Stipanovic olmayan herkesi domine etti. Ve topu kısa devrilerek aldığında da savunmacısıyla arasındaki boşluğu basket atmak üzere avantaj elde etmek için kullandı. Cluj’un sert iç savunmasına karşı iki sayılık atışlarda %60.8 isabet (23’te 14) sağlamak dikkat edilmesi gereken bir şey.

Noksan

“Mükemmellikten korkmayın, zaten asla elde edemeyeceksiniz.” demiş Salvador Dali. Ludwigsburg’un içinde bulunduğu durumu isabetli şekilde tarif ediyor.

Cluj serisi bize Ludwigsburg’un belli bir fiziksellik seviyesini hala aşamadığını gösterdi. Romanya şampiyonu üç maçta da onlara fiziksel üstünlük sağladı ve bu, özellikle ilk maçta, Cluj 11 üçlük isabeti bulunca onlara zarar verdi. Serinin özetini çıkarmayacağım burada ama bu da yaşandı. Çember altlarındaki düelloları kaybetmek bir zincirleme reaksiyon başlatıyor.


Ve bu durumlarda Ludwigsburg’un net bir sorun çözücüsü yok. Justin Simon buna en yakın isim. Sezonun en değerli oyuncusu ödülü adayı, her şeyi yapabilen bir oyuncu olsa da hem bire birlerde verimsiz bir oyuncu hem de iki adım vererek savunulabilir. An itibarıyla sahanın her bölgesinden 43-17-73 yüzdeleriyle atıyor. Bu sert bir durum ve şu an iyi bir şey söylemiyorum.

Radebaugh’un delemediği bir savunmaya karşı şutuna yaslanma alışkanlığı Ludwigsburg’u bir B planı üretmekten alıkoyuyor. Eşit derecede bozucu BAXI Manresa savunmasına karşı bir çarpışmanın öncesinde sıkıntılı bir işaret.

Yine de bu takım hatırlanmaya değer. John Patrick hepimize istikrarın başarıyı bir zaman meselesine dönüştürdüğünü gösterdi. Hala Bilbao’daki şampiyonluk favorim değiller ama çok ama çok keyifliler.



Kemal Rutkay Özcan
TrendBasket