05 Ekim, 2021
15 Mayıs, 2022
05/05/2022
Long Read
to read

Baskıdan kurtulmak – MHP Riesen Ludwigsburg’a yakından bir bakış

MIES (İsviçre) - MHP Riesen Ludwigsburg, 2018’de Final Four’da son boy gösterdiğinde sezona eleme turlarından başlamışlardı ve kimsenin bu kadar ilerlemesini beklemediği favori olmayan takım konumundalardı. Bu sezon ise eski şampiyon Lenovo Tenerife’yi, Türk devi Galatasaray’ı ve geçen sezonun son sekiz takımından biri olan JDA Dijon’u süpürdüler. Daha da önemlisi sezon boyunca aldıkları hiçbir sonuç beklenmedik değildi. Bu durum bize kulübün gelişimiyle ilgili çok şey söylüyor. Hatta şöyle ki Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin başından bu yana John Patrick’in Ludwigsburg’undan daha çok Final Four gören ekipler yalnızca Tenerife, San Pablo Burgos ve AEK.

 

Nasıl Oynuyorlar

John Patrick, ilk beşte sık sık yaptığı rotasyonları ile ünlü ve maça hangi beşin başladığı Ludwigsburg için çok da önemli değil. Maça başlayacağını ve uzun süre alacağını rahatlıkla tahmin edebileceğimiz üç oyuncu Jordan Hulls, Jonah Radebaugh ve Justin Simon. Rakibin pivotu Islaem Bako'nun uzunluğu ve hareketliliği göz önüne alındığında, Çeyrek Finallerdeki etkileyici performansı sayesinde Ethan Happ'ın ön alanda Polas Bartolo ile maça başlama hakkı elde ettiğini görmek şaşırtıcı olmaz.

Sahada hangi beşli olursa olsun oynanan basketbolun tarzı hiç değişmiyor. Hangi beş çıkarsa çıksın oynanan oyun hem tutarlı hem de aynı oranda acımasız oluyor. Basitçe söylemek gerekirse, dünyada daha fiziksel bir takım yok. Tam sahada adeta bir kurt sürüsü gibi basarlar, bir Viking saldırısı gibi hücum ribaundu alırlar, yarı sahada sürekli sıkıştırma yaparak mümkün olan her pas kanalında araya girmeye çalışırlar. Ardından hücumda topu olabildiğince hızlı bir şekilde yarı sahaya taşıyıp 40 dakika boyunca tempoyu zorlamak istiyorlar.

Aşağıdaki klip, "Ludwigsburg Deneyimi" olarak adlandırdığımız oyunun harika bir örneği. Oyun Ludwigsburg'un 5 numaralı oyuncusu Justin Simon'un topu oyuna sokan rakip oyuncuya sırtı dönük şekilde durduğu esnada Cluj Napoca'nın topu oyuna sokmasıyla başlıyor. Bunun amacı, Cluj'un orta alanda topla buluşmasına engel olabilmek. Ludwigsburg eğer rakibini sahanın her iki tarafına da zorlayabilirse, o zaman onları sıkıştırmayı da başarabilirler. Bu durumda, bir sıkıştırma söz konusu değil ama Simon, adam değiştirerek topu elinde tutan oyuncunun karşısında kalıyor ve uzun kollarını kullanarak topu çalıyor ve hızla topu takımına indiriyor. Justin Simon etrafta olduğunda haftanın en güzel hareketlerine girebilecek anlar normal anlar gibi görünüyor çünkü böyle şeyleri çok sık yapıyor. Tam saha baskı yaptıkları her oyun top çalmayla sonuçlanmıyor ancak baskıyı geçmek için gereken enerji genellikle takımları kendi istekleriyle hata yapana kadar yıpratıyor.

 

Baskı, takımların topu oyuna sokmasını da beklemiyor her zaman. Ludwigsburg'un gerçekten en iyi olduğu yer ise oyun içindeki evreler arasındaki geçişler. Bunun en bariz örneği hücum ribaundlarına saldırmaları, top daha havadayken rakibe baskı yapmaları. Birçok takımın aksine, Ludwigsburg savunma yapmak için beklemiyor. Daha savunmadayken hücuma başlıyorlar ve savunma başlar başlamaz hücuma da başlar. Bu kadar kısa beşlerle basketbol oynayan bir takımın BCL'deki en iyi hücum ribaund takımı olması mantıksız gelebilir ama gerçek bu.

Aşağıdaki klibi izlediğinizde genellikle yalnızca iki veya üç kişilik gruplar halinde sahada kümelendiklerine ancak her zaman önce o esnada havada olan şuta tepki verdiklerini ve kendilerini bir savunma oyuncusunun arkasına konumlandırarak neredeyse onları çembere doğru ittiklerini göreceksiniz. Bu, topun havadaki istikametini daha iyi okumalarını ve topu bir takım arkadaşlarına çelmek veya temiz bir şekilde yakalamak için kollarını açmalarını sağlar. Jordan Hulls'ın bu videodaki son ribaundu, bu maçın bağlamında oldukça önemliydi ve aynı zamanda takımın kararlı oyununun tamamen tipik bir örneği.

 

 

Dışarıda Beş Oyuncu

Bilbao’ya seyahat eden dört takımın içinde hazırlanması en zor takım şüphesiz ki John Patrick’in ekibi. Bunun sebebi ise baskılı savunmaları ya da hücum ribaundları değil. Hücum tarafında çok fazla beş oyuncunun da üçlük çizgisinin dışında olduğu oyunları oynuyorlar. Takımın planları büyük oranda oyunu okuyabilmeye ve iyi şutlar yaratmak için çizilmiş olan setlere bağlı. Bunu anlamanın en iyi yolu boş köşede, geçiş oyunu esnasında yaptıkları perdeleme oyununa bakmak.

Aşağıdaki klibi izlerken #24 numaralı Ethan Happ’ın toplu perdeleme yaptığına ama çembere devrilmediğine dikkat edin. Bunun yerine perimetrede yüksekte kalıyor ve bu sayede, eğer savunmayı kırmayı başarabilirlerse, sahanın öbür tarafındaki aksiyon için pota altında tamamen korumasız bir alan kalmasını amaçlıyorlar. Aslında, aşağıdaki klipte de kısa devrilmeye verdikleri pasla savunmayı kırmayı başarıyorlar. Happ’in tepedeki pozisyon alması onu savunan oyuncusunun yardıma gidebilmesi için birkaç adım atması gerektiği anlamına geliyor ki bu da Happ’e baskete cut edebilmek için açık bir alan bırakıyor. Happ’in pozisyonu dışında bunların hiçbiri set oyunu ile çizilmiş şeyler değii, hepsi takımın oyunu okumasıyla ilgili.

YouTube https://www.youtube.com

 

Ludwigsburg’dan görmeyi bekleyebileceğimiz bir diğer oyun ise –bu sette ve neredeyse diğer tüm hücum aksiyonlarında- zayıf köşeden yaptıkları cut. Beş oyuncunun dışarıda olduğu saha içi yerleşimi her iki köşenin de hücumda olan takım tarafından doldurulmuş olduğu anlamına geliyor. Bu da savunmada yardımın zayıf tarafta en alçaktaki savunma oyuncusundan gelmesine sebep oluyor. Ludwigsburg kadrosu yüksek tempoda şut isabeti bulabilen oyuncularla dolu değil ancak Justin Simon, Yorman Polas Bartolo ve Tremell Darden gibi köşeden cut yapacak ve alan yakaladığında son hıza çıkabilecek isimlere sahipler. Bu noktada savunmanın yapabileceği pek bir şey yok.

 

“Ludwigsburg Deneyimi”nin rakip takımlara neler yaşattığının güzel bir örneği aşağıdaki video. Video, John Patrick’in baş parmağını havaya kaldırarak oynanacak seti bildirmesiyle başlıyor. Radebaugh oyunu çok iyi okuyor, potaya cut ediyor ve çok rahat bir isabe buluyorlar. Bu oyunun çizilmiş bir oyun olmaması bir yana Dustin Hogue’nin yaşadığı odak kaybı da Ludwigsburg’a karşı oynamanın fiziksel ve zihinsel olarak ne kadar yorucu olduğunun bir kanıtı. Hogue tüm sezon harika savunma yaptı ancak kısa beşle, beş oyuncunun dışarıda olduğu setlerle, sürekli baskılı savunma ile ve hücum ribaundlarıyla Ludwigsburg’un oyun tarzının rakibinin ön alanına büyük zarar verdiğine şüphe yok.

 

Beş oyuncunun dışarıda olduğu setlerde Ethan App, Ludwigsburg için adeta bir hazine. Fiziği sayesinde daha fizikli beşlerle oynayan takımlara karşı savunmada direnebiliyorlar ve yetenek ve karar alma becerisi kombinasyonu takım için hem yaratabildiği hem skor üretebildiği anlamına geliyor. Happ’in ortalamasının iki asistin üstünde olması en az 10 sayı ve 6.4 ribaund ortalamaları kadar etkili. Wolfarth-Botterman ya da arkadaşları arasında (ve formasının arkasını okuyan herkes tarafından) bilinen ismiyle Wobo da bu rolü üstlenebiliyor. Dört ve beş oyuncunun dışarıda olduğu saha yerleşimlerinde adeta bir köprü görevi görüyor ancak yaratıcı değil de perdelemeci ya da bitici olarak görev almaya daha yakın.

 

 

Dört Oyuncu Dışarıda

Sıradaki videoda Ludwigsburg’un önsaha oyuncularını geleneksel uzunlarla oynayabildiğini de görüyoruz. Bu kez Happ perdeleme yapıyor ve savunmacısını alt edebilmesini sağlayacak daha derinde pozisyonlar bulabilmek için çembere devriliyor. #21 numaralı Darden’in yine köşeden aynı cutı yaptığını muhtemelen siz de fark edeceksiniz.

 

Aşağıdaki videolarda izleyeceğiniz “Horns” seti Ludwigsburg’un en sık kullandığı yarı saha oyunu. Özellikle de dört oyuncunun üçlük çizgisinin gerisinde konumlandığı saha içi yerleşimini kullandıklarında. Ayrıca size Jonah Radebaugh’u savunmanın ne kadar zor olduğunu izletmek için bir bahanemiz daha olsun istedik. İlk videoda topla oynayan ilk oyuncu olarak başlıyor ve Dustin Hogue’ye karşı bir adam değiştirmeye zorluyor. Hogue harika savunma yapıyor aslında ama bir işe yaramıyor. İkinci klibe ise topsuz şekilde başlıyor ve potaya gidip isabeti bulmak için adam değiştirmeye ihtiyacı olmuyor.

 

 

Veri Hikayesi

100 pozisyon başına yalnızca 99 sayı yiyen Ludwigsburg ligin en iyi savunma takımı (ligde 100’den az sayı yiyen tek takımlar). Final Four’a kalan ekipler arasında, 11.4 ile top çalma yüzdesi en yüksek olan takımlar ki bu da rakiplerinin topla oynama pozisyonlarının %11.4’ünde topu çaldıkları anlamına geliyor. Aynı şekilde en az top kaybetme oranına sahip takım da Ludwigsburg (7.8). Bunun anlamı da Ludwigsburg’un isabet bulduğu 14.6 ikinci şans sayısı ve rakibin attığı yalnızca 9.5 sayı. Her iki isatistikte de ligin zirvesindeler.

Kendi kaçırdıkları atışların %28.6’sında hücum ribaundunu alıyorlar ve bu yüzde ile Final Four takımları arasında zirvedeler. Ayrıca 34.2 ile, Bilbao’ya giden takımlar arasında, en fazla boyalı alan sayısı bulan takımlar. Eğer bu sayılar size fiziksel dominasyonları ile alakalı tam bir resim çizmediyse rakiplerinin pozisyonlarının %10’unu blokladıklarının da altını çizelim. Bu alanda da Final Four ekipleri arasında zirvedeler. Bu takım, fizikselliğe dayalı her istatistiği domine ediyor.

Rakiplerinin BCL’de savunma verimliliği en yüksek ikinci takım olan ve yüksek tempoda oynamayı seven bir diğer takım olan BAXI Manresa olduğunu düşündüğümüzde çok heyecan verici bir karşılaşma olacağından bir kez daha emin oluyoruz.

Yukarıdaki çizelge size Ludwigsburg'un şu ana kadarki sezonunun veri hikayesini gösteriyor. Keşfedebileceğiniz dört sekme var; Verimlilik Puanı, Şut, Topla Oynama Pozisyonu ve Tempo. Her sütunun sezondan bir maç akşamına karşılık geldiğini ve renkli çizgilerin o maçta kaydettikleri istatistikleri temsil ettiğini görebilirsiniz. Ayrıca iç saha veya deplasman maçlarına ve galibiyet veya mağlubiyete göre de filtreleyebilirsiniz. Eksenler ve etiketler görsel karmaşayı önlemek için boş bırakılırken, etiketleri görmek için imleci grafikteki her noktanın üzerine getirebilirsiniz.

Verileri kendiniz analiz etmek için filtreleri ve geçiş sekmelerini ayarlayabilirsiniz. Ancak aşağıdaki grafiklerde bize bazı bilgiler verebilecek bazı filtre ayarları seçtik. Göze ilk çarpan şey, Çeyrek Finallerin 3. Maçının Ludwigsburg için çizgiye gitme açısından ne kadar alışılmışın dışında olduğudur. Serbest Atış Oranı, toplam şut denemelerinin toplam serbest atış denemelerine bölünmesiyle hesaplanır. Aşağıdaki tabloda "Şut" sekmesini seçtik ve Çeyrek Finallerin belirleyici maçında Ludwigsburg'un saha içi denemelerinin yüzde 38'ini serbest atışların oluşturduğunu görebiliriz. Bu durum maçı kazanmanın yollarını bulmayı bilen bir takımla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.

Bu sonraki çizelgede "Tempo" sekmesine bakıyoruz. Siyah çubuklar, daha az pozisyon olan maçları, sarı ile belirtilenler ise daha fazla pozisyonla oynanan maçları temsil ediyor. Son 16'nın başlangıcından bu yana Ludwigsburg'un maçlarda daha yüksek topa sahip olma oranını koruduğu ancak deplasmanda Holon’a kaybettikleri maçtaki pozisyon sayılarının tüm sezonun en düşüğü olduğunu görüyoruz.

Sezonun Hikayesi

Sezon Dinamo Sassari, Prometey ve Tenerife’ye karşı üst üste aldıkları üç galibiyetle başladı. İlk maç akşamı Sassari karşısında 24 sayı, 5 ribaund ve 5 asiste imza atan Jonah Radebaugh bütün Avrupa sahnesine kendini tanıttı. Ayrıca istatistik kağıdında 2 de top çalma olması çok etkileyici çift yönlü gardlardan birinin Avrupa arenasında boy göstermek üzere olduğuna dair ipuçları veriyordu. Eğer ilk maçın teması Jonah Radebaugh'u BCL ile tanıştırmak ise, Prometey maçı tamamen Justin Simon'ın John Patrick’in sistemine ne kadar iyi uyduğunu göstermek üzerine kuruluydu. Simon o maçta 18 sayı, 12 ribaund, 2 top çalma ve 2 blok yaptı. Buna benzer katkıyı sezonun geri kalanında da sürdürdü. İlk mağlubiyetleri Sardegna'da Sassari'ye karşı deplasman maçında geldi ama hemen geri dönmeyi başardılar ve Tenerife'yi Santiago Martin'de 83-99 mağlup ettiler. Radebaugh 20 sayıyla yine dikkatleri üstüne çekti, ancak yedi oyuncu daha maçta çift hanelere ulaştı ve genç Jacob Patrick de 13 sayıyla etkileyici bir istatistiğe imza attı.

Son 16 turuna da JDA Dijon karşısında aldıkları 22 sayılık bir galibiyetle oldukça dominant başladılar. Justin Simon'ın 22 sayı ve 12 ribaund ile yaptığı double-double akşamın öne çıkan istatistiği olurken, rakiplerini 19 top kaybına zorlayan ekip yüzde 55 üçlük isabeti ve yüzde 50,8 saha içi isabeti ile sezonun şut isabeti açısından en iyi akşamlarından birini yaşadılar. Dijon'a karşı sahada ne kadar baskın görünseler de Holon'a karşı oynadıkları bir sonraki maçta tam tersi bir görüntü çizdiler. Sadece 51 sayı attıkları maçta sezonun kendi adlarına en kötü skor performansını sergilediler.  Dijon ve Galatasaray karşısında iki galibiyetle rüzgarı tersine çevirdiler. Çift yönlü bir kısa olarak Radebaugh, Galatasaray'a karşı bulduğu 17 sayı, 8 ribaund ve 3 asistle oyunun iki tarafına da etki edebilme becerisini bir kez daha gösterdi. Tekrar Holon'a kaybetmelerinin ardından Çeyrek Finallere kalma ihtimalleri riske girmişti. Ludwigsburg, sezonun en iyi savunma performanslarından biriyle karşılık verdi ve sezonun en iyi hücum takımlarından biri olan Galatasaray’ı sadece 58 sayıya tutmayı başardı. Rakiplerini yine 19 top kaybına zorladılar ve Justin Simon 18 sayı ve 14 ribaundluk double-doublesi ile çok önemli katkı verdi.

 

U-BT Cluj’a karşı oynadıkları çeyrek finaller üç maça giden tek seri oldu ve seri olaylı geçti. Romanyalı rakipleri, bir Romanya takımının bugüne dek geçirdiği en iyi Avrupa sezonunu geçiriyordu. Cluj’a yaptıkları iki seyahatte de tribünlerde 10 bin taraftar onları bekliyordu. Ludwigsburg’un Bilbao’ya gidebilmesi için deplasman maçını kazanması gerekti. Seriyi geçebilmeleri için kadronun tamamının katkı verebilmesine ihtiyaçları vardı. Ethan Happ inanılmaz katkı sağladı Cluj için çok büyük bir eşleşme problemi olduğu kanıtlandı. Serinin sonucunu belirleyecek maçta ise 21 sayı ve çok önemli birkaç oyun ile Jordan Hulls sezonun kendi adına en iyi maçını çıkardı.

Serinin 1. maçı Cluj için 76-73'lük yakın bir galibiyet oldu ancak 2. Maçta gidişat tamamen tersine döndü. John Patrick'in ekibi Simon, Radebaugh, Polas Bartolo ve Happ'tan muazzam katkılar alarak 92-75'lik bir galibiyet aldı. Bu takımın ne zaman baskıyı azaltacak bir sonuca ihtiyacı olsa, kendi baskı savunmalarının dozunu artırarak karşılık verdiler. Cluj’u 21 top kaybı yapmaya zorlandıkları 2. maç da farklı değildi. Eğer bu size yeterli gelmediyse, serinin karar maçında rakiplerine 25 top kaybı yaptırdılar ve deplasmanda, en duygusal ortamda 73-79'luk bir galibiyet aldılar. O maçtan önce şüpheleri olan varsa bile, bu takımın Final Four'da nasıl bir tehdit olacağına dair hala soru işareti olan kimse olduğunu sanmıyorum.

Sırada Ne Var?

BAXI Manresa, 6 Mayıs Cuma, 22:00’de. Bu, bu sezon BCL'deki en hızlı ve agresif iki takımın savaşı. Ludwigsburg Final Four'a en son katıldığında, sakatlıklar ve Alman BBL'deki fikstürleriyle mücadele ederken Atina'ya gittiler. Bu sefer 1 Mayıs'tan sonra programlarında maç yok ve Bilbao'ya iki saatlik uçuşu tazelenmiş ve dinlenmiş bir şekilde yapacaklar. Maçın başında Manresa da dinlenmiş olacak ve Bilbao'ya olan yolculukları daha da kısa olacak. Bu iki takım BCL'deki en fiziksel basketbolu oynuyor ve her ikisi de tam gaz devam edecek.

 

Diccon Lloyd-Smeath

Diccon Lloyd-Smeath

Diccon is a basketball coach and analyst living in Madrid. Constantly digging in the crates of box scores and clicking through hours of game footage. Diccon is on the hunt for the stories within the stories. If you like to get a closer look at what’s going in the Basketball Champions League, you have found it.